İZMİR RAHİM KANSERİ TEDAVİSİ FİYATLARI

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rahim ağzı kanseri, jinekolojik kanserler arasında 2.  olarak en yaygın görülen kanser çeşitidir. Pap smear incelemesinin artması ile beraber rahim ağzı kanserinin görülme yaygınlığı azalmıştır. Kanser displazi olarak isimlendirilen hafif evresi ile başlar ve ilerler. Anormal hücre büyümesi çoğunlukla 25-35 yaşları arasında başlar. Bu hücreler prekanseröz (öncül kanser hücresi) olarak isimlendirilir. Zamanla bu hücreler kanser hücrelerine dönüşür ve karsinoma in situ olarak isimlendirilen rahim ağzının dış bölümünde sınırları belli bir kanser ortaya çıkar.
Bu durum tedavi edilmez ise, rahim ağzının diğer bölümlerine ve diğer organlara yayılma yapar. Erken dönemde tanısı konulabilen vakaların % 95’inden fazlası iyileşebildiğinden erken teşhis ve tedavi oldukça önem teşkil eder.
Rahim ağzı (Serviks) kanseri belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı kanseri belirtileri çok belirgin olmaz ve serviksin kanser öncüsü değişikliklerinin herhangi bir belirtisi bulunmaz. Fakat hastalık ilerledikçe anormal kanamalar (adet arası, ilişki sonrası, menopoz sonrası kanama gibi), ağrılı ilişki, artmış akıntı ya da kasık ağrısı gibi sorunlar ortaya çıkabilir.Bu belirtileri beklemeden düzenli doktor kontrolüne gitmek gerekir. 21 yaşından sonra cinsel olarak aktif olan her kadının senede bir kere muayene yaptırması ve pap smear aldırması gereklidir. Pap smear testi anormal ya da şüpheliyse kolposkopi ismi verilen bir çeşit büyüteç ile rahim ağzının değerlendirilmesi ve biyopsi alınması gerekli olabilir. Şayet biyopsi neticesi kanser öncüsü bir değişiklik tespit edilirse LEEP ismi verilen bir yöntemle bu doku alınabileceği gibi, kriyoterapi ya da lazer tedavisi uygulanarak da bu bölge ortadan kaldırılabilir. Serviks kanserinini düşündürebilecek belirtiler  ise;

Serviks kanserinin ilk başlangıç evrelerinde çoğunlukla hiçbir  belirti ve bulgu kendini göstermez.
Genellikle kanser yayıldıktan sonra belirti ve bulgular yavaş yavaş  ortaya çıkmaktadır.
Aylık adet kanamaları haricinde vajinadan anormal akıntı, özellikle renkli kanlı akıntı  gelmesi serviks kanserinin bir bulgusu olabilir.
Cinsel ilişki ardından kanama olması (postkoital kanama) yaygın olarak görülen bir belirti olup yine cinsel ilişki esnasında ağrı olması da serviks   kanseri belirtisi olabilir.

Rahim ağzı kanserinin sebepleri nelerdir?

Çok eşlilik
Cinsel ilişkinin 20 yaşından önce başlaması
Viral ve bakteriyal enfeksiyonlar
Fazla sayıda doğum yapmak
Sosyo-ekonomik düzeyin düşük olması
Sigara kullanımı
C vitamini ve A vitamini eksikliği
Erkek eşin sünnetli olmaması
Hastanın bağışıklık sisteminin baskılanmasıdır.

Human papilloma virus enfeksiyonları ve rahim ağzı kanseri ilişkisi nedir?

Cinsel ilişki yolu ile bulaşan Human Papilloma Virüs (HPV) olarak isimlendirilen virüsler genital siğillere sebep olur ( hpv cervical cancer ). Bu virüs alındığında genital siğillere yol açabilir, herhangi bir lezyona sebep olmaadan, sessiz olarak kalabilir ya da rahim ağzındaki hücrelerde değişikliklere ve rahim ağzı kanserine sebep olabilir.

HPV enfeksiyonları oldukça yaygın görülür. Pap Smear olarak isimlendirilen, rahim ağzından elde edilen örneğin patolojik incelemesinde atipik hücrelerin (bozuk hücrelerin) görülmesine en yaygın olarak yol açan  husus HPV enfeksiyonlarıdır. HPV’nin 60’den fazla değişik tipi mevcuttur. Bazı tipleri rahim ağzı kanserine yol açar. Rahim ağzı kanseri kadınlarda en yaygın olarak görülen ikinci kanserdir. HPV’nin  bazı tipleri de dış genital organ (vulva) ,anüs (makat) ve erkeklerde penis kanseri gelişmesine yol açar.

Genital siğiller vajina haricinde ya da içinde, rahim ağzında, anüs (makat) etrafında erkeklerde ise penis ve anüs etrafında meydana gelir. Çoğunlukla kümeler biçiminde ortaya çıkan siğiller kimi zaman çok büyüyebilir. HPV enfeksiyonları rahim ağzı hücrelerinde değişikliğe ve ileride rahim ağzı kanserine yol açabilir.(hpv cervical cancer ).
Vitamin kullanımının serviks kanseri üzerine etkisi nedir?

Sigara tüketilmesi kadınlarda çok hücreli rahim ağzı  kanseri için risk faktörüdür. Bu risk sigara kullanımın süresi, miktarı ve yoğun sigara dumanına maruz kalma ile daha da artar. Hiç sigara içmeyen ve duman maruziyeti olmayan kadınlara göre bu kadınlarda risk 3 misli daha fazladır.

Çeşitli hasta kontrollü çalışmalarda bazı besinlerin kanser riski üzerine etkileri araştırılmıştır. Diyet içerikleri karoten, C vitamini, E vitamini ve folik asit bakımından zengin olan kadınlarda serviks kanserinin daha az görüldüğü fark edilmiştir. Yapılan çalışmalarda A vitamininin az alınmasının riski arttıran bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Yine benzer çalışmalarla beta-karoten seviyesinin serviks kanser oranı ile ters orantılı olduğu teşhis edilmiştir. Fakat ağız yoluyla folik asit verilen iki randomize çalışmada koruyucu etkinlik gösterilememiştir. A vitamininin HPV ile ilişkili büyümeyi  engellediğini gösteren çeşitli deneysel çalışmalar bulunur.
Rahim ağzı kanserinin klinik belirtileri nedir?

Erken evre kanserler çoğunlukla bulgu vermez. Rahim ağzı kanseri, human papilloma virus cervical cancer, erken dönemde teşhis edebilmek için senelik rutin Pap smear testi yapılması ve jinekolojik muayene gereklidir.
İlerlemiş kanserin klinik belirtileri nelerdir?

Adet kanamaları arasındaki dönemde kanama
Adet kanamalarının fazla olması
Vajinal akıntının artması
Cinsel ilişki ardından kanama
Tek taraflı kasık ağrısı
Kilo kaybı , kansızlık

Korunma nasıl sağlanır?

Rahim ağzı kanserinden, human papilloma virus cervical cancer, korunmada en önemli hususlardan biri cinsel temas yolu ile bulaşan enfeksiyonların engellenmesidir. Cinsel aktivitesi başlayan her kadın düzenli bir şekilde senede bir kere Pap smear testi yaptırmalı ve 6 ayda bir jinekolojik muayene olmalıdır. Riskli hasta grubunda 6 ayda bir smear (kanser tarama testi) alınması tavsiye edilir.

 

Rahim kanserinde, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonal tedavi yöntemleri veya bunların kombinasyonları kullanılmaktadır. Kanser tanısı alınmasının ardından tedavi seçenekleri, tümörün tipi, yapısı, yayılım durumu, kanserin evresi, hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve çocuk beklentisi gibi kişisel tercihler değerlendirerek belirlenmektedir.

Cerrahi tedavi: Rahim kanseri tedavisinde ana tedavi yöntemi cerrahidir. Kanserin yayılım alanına göre çıkarılan bölge genişleyebilmektedir. Cerrahi sırasında kanserin evrelemesi de yapılır. Daha az kesi ile gerçekleştirilen laparoskopi ya da robotik cerrahi gibi minimal invaziv cerrahi yöntemleri kullanılabilmektedir. Cerrahi işlem sırasında alınan doku örnekleri ve lenf düğümleri ile birlikte çıkarılarak patolojik incelemeye alınır.
Rahim kanserinin cerrahi tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntem, rahim ve serviksin (rahim ağzı) tamamın alındığı histerektomidir. İşlem sırasında rahim ve serviksle birlikte çevre dokulardaki lenf düğümleri alınmasına “total histerektomi” denir.
Kanser rahim ağzı veya rahim ağzındaki bölgeye yayılması durumunda radikal histerektomi yapılmaktadır. İşlem sırasında, rahimin tamamı, çevre dokular ve vajinanın üst bölümü de alınarak kanserden temizlenir. Radikal histerektomi ağırlıklı olarak anestezi altında ve karın bölgesinden küçük bir kesi ile yapılmakla birlikte vajina yoluyla da gerçekleştirilmektedir.
Rahim kanserinin cerrahi tedavisinde total ya da radikal histerektomi uygulanan hastalarda aynı zamanda yumurtalıklar ve yumurtalık kanalları da çıkarılmaktadır. Bu işleme bilateral salpingoooferektomi denilmektedir.

Radyoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için güçlü enerji ışınlarının kullanılması esasına dayanan radyoterapi tedavisi rahim kanseri hastalarında da kullanılmaktadır. Bazı durumlarda ameliyat sonrası hastalığın tekrarlama ihtimalinin önüne geçmek için kullanılan radyoterapi, bazı durumlarda cerrahi öncesinde tümörü küçültmek için de kullanılmaktadır. Hastanın ameliyat edilebilecek kadar sağlıklı olmadığı durumlarda da radyoterapiden yararlanılmaktadır. Radyoterapi, vücut dışından cihaz yardımıyla uygulanabileceği gibi (external radyoterapi), radyoaktif maddenin tümör dokusunun hemen yanında yerleştirilmesi (barakiterapi) şeklinde uygulanabilmektedir.

Kemoterapi: Kanser hücrelerinin kimyasal ilaçlarla öldürülmesinin hedeflendiği kemoterapi tedavisinde tek bir ilaç ya da birden fazla ilaç kombine şekilde kullanılabilmektedir. Rahim kanseri tedavisinde, özellikle gelişmiş ve tekrarlayan kanser hastaları ile kanserin rahim dışına yayıldığı hastalarda kemoterapi başlıca tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bazı hastalarda ameliyat sonrası kemoterapi tedavisi uygulanabilmektedir.

Hormon tedavisi: İlaçlar hastanın vücudundaki progesteron miktarını artırmak ve östrojen miktarını azaltmak için kullanılmaktadır. Rahim kanseri tedavisinin bazı aşamalarında ameliyattan sonra kullanılmaktadır. Vücuttaki hormon seviyelerini etkileyen ilaçların kullanılmasına dayanan bu tedavi, gelişmiş veya tekrarlayan rahim kanserinin tedavisinde yer almaktadır.