İZMİR CİNSEL TERAPİ

Cinsel konularda konuşmak her zaman kolay bir iş değildir, ancak cinsel bir sorunu bir cinsel terapiste veya doktora anlatmak ise çok daha zordur, rahat bir şey değildir. Çoğu insan için erkeklerin %70’nin ve kadınların %80’nin hayatının herhangi bir döneminde cinsel sorun ya da işlev bozukluğu yaşadığına inanması güçtür. Genellikle doktorlar ve diğer sağlık çalışanları, hastalarında var olan cinsel sorunları nadiren fark ederler. Her doktorun cinsel sorunu olan kişiye yardımcı olabilecek bilgi ve deneyime sahip olduğunu düşünmek de hata olur. Çünkü hasta cinsel sorununu açıkça anlatmazsa ve yardım istemezse, doktorlar genellikle cinsel konularda soru sormazlar. Bu nedenle kişi doktoruyla cinsel sorunlarını rahatça konuşup konuşamayacağına dair önsezilerini kullanmalıdır. Eğer doktoru ilk başta cinsel konuları konuşurken pek rahat görünmezse endişelenmeyin, çünkü çoğu doktor cinsel tıp konusunda çok az eğitim almıştır. Ancak doktorlar mutlaka başvuran kişiye yardımcı olmak isteyeceklerdir. Bir cinsel terapistle veya doktorla konuşmaya başlamak için önerilerimiz şunlardır:

Sizinle cinsel konulardaki bazı endişelerim hakkında konuşmak istiyorum, ancak utanıyorum.
Sizden yardım isteyeceğim bir cinsel sorunum var.
Cinsel bir sorunum var. Bana yardım edebilir misiniz?
Bana cinsel konularda uzman birini önerebilir misiniz? vb.

Erken boşalma sorunu yaşayan bir erkek bu hastalığa neyin yol açtığı hakkındaki tahminlerine dayanarak, doktoruna bazı sorular sorabilir:

Geçen 6 ayda, daha hızlı boşaldığımı fark ettim acaba buna yol açabilecek fiziksel bir rahatsızlığım olabilir mi?
Prostat enfeksiyonum olduğundan şüpheleniyorum. Sizce ne yapmalıyım?
Erken boşalma ile ilgili bir kitap okuyorum ve kitapta eğer bu sorun 1 yıldan fazladır sürüyorsa, erken boşalmaya yol açacak bir hastalığım olup olmadığı konusunda doktora danışmam gerektiğini söylüyor.

Doktorlar, iyi bir doktor olmak için cinsel konularda hastalarıyla konuşurken rahat olmak zorunda değildirler ancak öyle olsa çok daha güzel olurdu 🙂
Kişinin tıbbi geçmişinizi bilen aile hekimi, erken boşalma ile ilgili endişelerini de konuşabileceği ilk kişi olmalıdır. Ancak ülkemizde yavaş yavaş pilot bölge uygulamalarıyla yaygınlaşmaya başlayan aile hekimliği sistemi henüz Avrupa normlarında değildir. Bu nedenle bir pratisyen hekim ya da bir ürologa başvurmak ilk seçenek olabilir. Aslında en doğrusu tıp eğitimi almış olan bir cinsel terapiste başvurmaktır. Çünkü erken boşalmanın tıbbi değerlendirmesi 3 adımdan oluşur.

1. Adım: Geçmiş hikayenin alınması. Doktor kişinin erken boşalma geçmişiyle ilgili konuşur. Bu konuşmada genel tıbbi geçmiş, kişinin ne zamandan beri erken boşaldığı, kişisel tıbbi geçmiş, cinsel geçmiş, ilaç kullanımı konusundaki geçmiş, sorunun nedenine yönelik fikirler ve bu sorunun kişiyi nasıl etkilediğinden bahsedilebilir.
2. Adım: Fiziksel muayene yapılması. Doktor kişinin tüm bedenini ve özellikle de cinsel bölgesini muayene eder ve ayrıca prostatta bir enfeksiyon olup olmadığına bakar.
3.Adım: Gerekli testlerin yapılması. Bazı kan ve idrar testleri önerilebilir. Ayrıca eğer doktor prostat iltihabından şüphelenirse, prostattan bir miktar sıvı örneği alabilir. Hatta gerekirse cinsel check-up’ta yapabilir.

Erkeklerde cinsel check-up. Özellikle erkeklerde 40 yaşından sonra prostat sağlığından korunmak çok önemlidir. Yapılacak fizik muayene ve PSA ölçümleri ile prostat hastalıkları tanımlanıp daha erken devrede tedavi edilebilir. Prostat hastalıkları ve cinsel fonksiyon bozuklukları, erkekleri yaşlanmayla birlikte bekleyen iki önemli tehlikedir. 40’lı yaşlardan itibaren erkeklik hormonu testosteron düzeyinde meydana gelen göreceli bir azalmaya paralel olarak fiziksel, sosyal, cinsel işlevler ve ruhsal dünya da değişiklikler ortaya çıkar. Buna yaşlanmakta olan erkeklerde kısmi endokrin bozukluk yani PEDAM denir. Çalışmalar bu hormon düzeyinin her yıl %1 oranında azalma gösterdiğini ortaya koyuyor. PEDAM, erkeğin fiziksel yapısında ve buna bağlı olarak ruhsal dünyasında yaşananları tümüyle kapsayan ve andraopozdan daha geniş bir kavramdır. PEDAM’da; cinsel istekte azalma veya cinsel istekte yalancı bir artma, yemeye içmeye düşme, evini, karısını, işini veya sosyal çevresini terk etme, kıskançlık, çapkınlık, içe kapanma, keyfine düşkünlük, tembellik, neşesizlik ve kararsızlık hali vb. davranışsal ve duygusal değişiklikler, kas yorgunluğu ve kas gücünde azalma, vücut kıllarında azalma, kemik mineral yoğunluğunda azalma vb. fizyolojik değişiklikler görülür. Özellikle erken devrede bulgu vermeyen prostat kanseri için önemli olan cinsel check-up; cinsel yolla bulaşan hastalıklardan üreme ve idrar yolları enfeksiyonlarına, erken boşalmadan, cinsel isteksizliğe, cinsel kimlik bozukluklarından sertleşme sorunlarına kadar pek çok konuda erkeklerin önlem almasını sağlamakta ve erken teşhis ile pek çok hastalığın önüne geçilmesini sağlamaktadır. Ayrıca ailesinde prostat kanseri olan erkeklerin cinsel check-up’a 40 yaşından önce başlamaları gereği de akılda tutulmalıdır.

Cinsel check-up nasıl yapılır? Cinsel check-up’ta uygulanacak testler ve multidisipliner muayeneler (değişik bölümlere olan muayene) hastanın şikâyetlerine ve risk faktörlerine göre belirlenir. Cinselliği istek, uyarılma ve orgazm olmak üzere üç ayrı aşamada incelediğimiz cinsel check-up’ta; cinsel fonksiyon değerlendirme formu, anksiyete ve depresyon ölçekleri doldurtarak ve cinsel doyum testi yaparak öncelikle sorunun hangi aşamada yaşandığını bulunur. Ayrıca erkekleri NPT-Uyku testi, psikogram testleri, sertleşme ve erken boşalma ölçekleri ile değerlendirmek gerekir. Geçirilen ameliyatlar, kronik hastalıklar, ilk ilişki yaşı, sigara, uyuşturucu, alkol ve ilaçlar kullanıp kullanmadığı gibi kişisel özellikleri inceliyoruz. Partnerin cinsel fonksiyonlarını da sorguladıktan sonra şeker hastalığı, Parkinson, MS, hormon hastalıkları, enfeksiyonlar, dolaşım bozukluğu, tiroid ya da kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara, frengi, bel soğukluğu, hepatit B, AİDS vb. cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve hormonsal dengeye yönelik kan, idrar, ultrasonografi, doppler ultrasonografi vb. rutin tetkikler de istenir. Ardından cinsel terapist tarafından muayene edilir. Cinsel terapistin tavsiyesi ile multidisipliner muayeneler de yapılabilir. Bu muayeneler arasında dahiliye, kardiyoloji, enfeksiyon hastalıkları, endokrinoloji, nöroloji, psikiyatri, cildiye, üroloji ve jinekoloji yer almaktadır.

Düzenli cinsel check-up sağlıklı ve mutlu cinsel yaşam süresini uzatıyor. Düzenli cinsel check-up sağlıklı ve mutlu cinsel yaşam süresini uzatabilir, genel yaşam kalitesini de arttırır. Vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu hastalık çıkar korkusuyla doktora gitmiyor. Bazıları da cinsel sorunları konusunda utanıp sıkılıyor, bir cinsel terapiste başvurmak istemiyor. Yani doktordan ve cinsel terapistten kaçan bir milletiz. Bu nedenle kendinizi sağlıklı hissettiğiniz sürece hastaneye gitmek, doktorunuzu ziyaret etmek ve testlerden geçmek çoğu zaman gereksiz görünebilir. Yine de her insan, cinsel sağlığıyla ilgili bir takım risklerle karşı karşıyadır. Alışkanlıklardan ailevi yatkınlıklara kadar kişiye özel birçok etken, cinsel sağlık ile ilgili riskleri belirler. Bu nedenle uyarıyoruz: -Cinsel sağlığınıza önem verin, hayatınıza değer katın.

Cinsel check-up sonrası cinsel danışma ve rehberlik hizmeti verilmesi çok önemlidir. Cinsel sorunlar çoğu zaman psikolojik kökenlidir. Cinsel arzu kişinin kendine güvenmesine, partnerinin fiziki özelliklerine, onunla iletişimine doğrudan bağlıdır. Cinselliğin önündeki duygusal engeller çocukluk dönemine kadar uzanabilir. Yetiştirilme tarzı, yaşanılanlar, alışkanlıklar ve takıntılar cinsellik üzerinde etkilidir. Düzensiz aile ilişkileri içinde, yanlış cinsel bilgiyle büyüyen, çocukluğunda tacize uğrayanlarda cinsel işlev bozukluğuna yatkınlık sık görülmektedir. Ayrıca kötü giden bir ilişki, partnerin çekiciliğinin kaybolması ya da depresyon cinsel yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu bağlamda cinsel check-up sonrası cinsel danışma ve rehberlik hizmeti verilmesi çok önemlidir. Gerekirse ve rehberlik hizmeti veren cinsel terapistin tavsiyesi ile cinsel terapiye de alınabilirler, testesteron ve östrojen gibi hormon takviyesi, Levitra ve Viagra gibi ilaç tedavileri ve vakum cihazları uygulanabilir.

Doyurucu cinsel ilişki için öncelikle kişinin kendi içinde bir istek duyması, isteğin bir partnere yönelmesi gerekir ve bu süreç içinde kişinin mizacı ve iç dünyasıyla ilgili psikolojik etkenler, bedensel durumla ilgili biyolojik etmenler, bizi kuşatan ve içinde yaşadığımız çevresel ve kültürel etkenler belirleyici rol oynarlar.

Partnerler arasında yanlış anlamalara ve ciddi çatışmalara yol açan en önemli faktörlerden biri eşlerin cinsel istek düzeylerinin belirgin olarak farklı olmasıdır.

Cinsel işlev bozuklukları arasında sık görülen bozukluklardan biri olan cinsel isteksizlik sorunun tanımlanması bu konuyla ilgilenen uzmanlar arasında fikir ayrılıklarına yol açmıştır. Kişinin partneriyle ilgili düşünce ve hisleri, inançları, sosyal durumu, yaşı, mesleği, cinsellikle ilgili kültürel normları, yeterli özgüven, cinsellikle ilgili önceki deneyimlerin olumlu olması, uygun bir cinsel eşin olması, cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması, cinsel isteğin yoğunluğu ve sıklığı gibi  birçok kriteri göz önüne almak gerekmektedir. Bu nedenle cinsel isteğin objektif kriterlerini belirlemek oldukça güçtür.

Cinsel istek nedir?
Kişinin karşı cinsle ilişkiye girme arzusudur. Olası çekici cinsel partnere yönelik dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı ilgi, cinsel içerikli rüyalar veya fanteziler kurma, cinsel etkinlikle ilgili arzuların farkında olunmasıdır. Bir partnerle cinsel ilişkiye girmeyi istemektedir. Cinselliğin azalmasına ilişkin hayal kırıklığını da kapsamaktadır. Görme, koklama, işitme, dokunma, tatma, düşünce ve duygular cinsel isteği meydana getirir.

Cinsel isteksizlik nedir?
Azalmış cinsel istek, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılmaktadır.

Cinsel İsteksizliğin Tipleri
1-Primer Cinsel İsteksizlik
Ergenlik döneminde başlar.
2-Sekonder Cinsel İsteksizlik
Cinsel sorunu olmayan bir kadının hayatının herhangi bir evresinde cinsel açıdan isteksizleşmesidir.

Cinsel isteksizlik ne sıklıkla görülür?
Cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Cinsel isteksizlik kadınların ortalama %33’ünde görülür. Oranlar yaşa bağlı olarak artmaktadır.

Cinsel Soğukluğun Nedenleri Nelerdir?
1-Fiziksel Faktörler:Yaşlanma ve menopoz, cinsellikten uzun süre uzak kalmak, kullanılan bazı ilaçlar, alkolizm, böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar, multipl skleroz, Parkinson gibi nörolojik problemler, ameliyatla rahmin alınması, hormonal dengesizlikler, doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme dönemleri, cinsel organlarının yapı ve fonksiyonlarının bilinmemesi, rahim ağzı enfeksiyonları, vajinal mantar, trikomonas gibi vajen enfeksiyonları, vajen akıntıları, yaşa bağlı hormonal yetersizlikten kaynaklanan kuruluk, ameliyat sonrası meydana gelmiş yapışıklıklar gibi cinsel hayatı etkileyecek jinekolojik rahatsızlıklar, ilişkide ağrı hissetmedir.
2-Psikolojik Faktörler: Vaginismus, aşırı stres, eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar, homoseksüellik, evlilikle ilgili problemler, beden şekli ile ilgili kaygılar, bıkkınlık, cinsel travmalar, tecavüz, ailede birinin ölümü, çocuk doğumu, taşınma gibi önemli yaşam olayları, ilişkiye gerekli özenin gösterilmemesi, cinsel ilişki ile bazı olumsuz anıların yerleşmesi, cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması, anksiyete ve depresyondur.

Nedenleri toparlayacak olursak, bir kısmı erkeklerin sebep olduğu, bir kısmı kadınların kendilerinden gelen ve bir kısmı da çevre ile ilgili nedenlerdir. Kadınların yaklaşık %1’de gerçekten fiziksel bir problem vardır.Geri kalan %99’luk kesimin problemi tamamen psikolojiktir.

Tedavi
Tedavi, neden olan faktörün ortaya konmasından sonra mümkündür. Tedavinin amacı eşler arasında bir uyum oluşturulması ve aralarındaki bozulan iletişimin  yeniden düzenlenmesidir. Eğer eşlerden birinde belirgin düzeyde cinsel istek azlığı varsa istek düzeyini arttırmaya çalışmak gerekir. Bazen de eşlerden birinde aşırı isteklilik ve talepler varsa dengeyi sağlamak açısından bu istek ve talepleri azaltmak gerekebilir. Bu nedenle tedaviye “çift” olarak hastalar kabul edilmelidir. Herhangi bir organik hastalık saptanamamışsa isteksizliğin nedeni psikolojiktir. Bu durumda çiftlerin birlikte psikiyatrik yardım alması gerekmektedir:
*Cinsel Terapi
*Aile Terapisi,
*Bedensel egzersizler,
*Cinsel egzersizler,
*Cinsel hayatta kısa ayrılıklardan sonra bir araya gelme, eğitim amaçlı erotik videolar seyretme, kıyafet değişikliği, tavırlardaki bir değişiklik, mekan değişikliği gibi küçük değişiklikler ve fanteziler yapılması vb. cinsel yaşama yeniliklerin kazandırılması,
*İlaç tedavisi: Testosteron hormonu, viagra, antidepresan ilaçlar, feromonlar ve Opti-S’xtiva yani kadınlar için yulaftan yapılma viagra benzeri bitkisel afrodizyaklar.
Cinsel İsteksizlik Hakkında Bilinmeyenler
*Yapılan araştırma sonuçlarına göre seks; stres, yorgunluk ve baş ağrısıyla savaşır ve bu sayede bünyeyi de rahatlatır.
*Bazı kadınların kendiliğinden cinselliğe ilgileri yoktur fakat eşlerinin yaklaşımına fizyolojik bile olsa yanıt verir, uyarılır ve orgazm olurlar.
*Kadınlarda aşk cinsel isteği artıran bir etkendir.
*Cinsel isteksizlik kadının kısır olması demek değildir. Çünkü kadınlar hiç cinsel birleşme yapmadan da gebe kalabilirler.
*Genel olarak bütün kadınlar yeterli bedensel ve ruhsal uyarmalarla hazırlandıkları takdirde cinsel birleşmeden zevk alabilirler.
*Kadınların büyük çoğunluğu cinsel isteksizliklerinin gerçek nedenini kocalarının beceriksizliğinde ararlar. Oysa, çoğu kez durumdan erkek kadar, hatta ondan daha fazla, kadın sorumludur.
*Cinsel isteksizlik genellikle çiftler arasındaki sorunları yansıtır.
Bunu paylaş:

Cinsel isteksizlik nedir?

Azalmış cinsel istek, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılmaktadır.

Sebepleri nelerdir?

Fiziksel Faktörler:

Yaşlanma ve menopoz,
kullanılan bazı ilaçlar,
böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar,
multipl skleroz, Parkinson gibi nörolojik problemler,
ameliyatla rahmin alınması, hormonal dengesizlikler,
doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme dönemleri,
cinsel organlarının yapı ve fonksiyonlarının bilinmemesi,
Vajen ve rahim ağzı enfeksiyonları,

Psikolojik Faktörler:

Vajinismus,
aşırı stres, eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar,
evlilikle ilgili problemler,
beden şekli ile ilgili kaygılar, bıkkınlık,
cinsel travmalar, tecavüz,
ailede birinin ölümü, çocuk doğumu, taşınma gibi önemli yaşam olayları,
ilişkiye gerekli özenin gösterilmemesi,
cinsel ilişki ile bazı olumsuz anıların yerleşmesi,
cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması
anksiyete ve depresyondur.

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi, neden olan faktörün ortaya konmasından sonra mümkündür. Tedavinin amacı eşler arasında bir uyum oluşturulması ve aralarındaki bozulan iletişimin yeniden düzenlenmesidir. Tedaviye “çift” olarak hastalar kabul edilmelidir. Herhangi bir organik hastalık saptanamamışsa isteksizliğin nedeni psikolojiktir. Bu durumda çiftlerin birlikte psikiyatrik yardım alması gerekmektedir:

Cinsel Terapi
Aile Terapisi,
Bedensel egzersizler,
Cinsel egzersizler,
Cinsel hayatta kısa ayrılıklardan sonra bir araya gelme, eğitim amaçlı erotik videolar seyretme, kıyafet değişikliği, tavırlardaki bir değişiklik, mekan değişikliği gibi küçük değişiklikler ve fanteziler yapılması vb. cinsel yaşama yeniliklerin kazandırılması,

İlaç tedavisi: Testosteron hormonu, viagra, antidepresan ilaçlar, feromonlar ve Opti-S´xtiva yani kadınlar için yulaftan yapılma viagra   benzeri bitkisel afrodizyaklar.