MENOPOZ TEDAVİSİ İZMİR

MENOPOZ
Menopoz “over (yumurtalık) aktivitesinin yitirilmesi sonucunda menstruasyonun yani adetlerin kalıcı olarak sonlanması”dır. Menopoz teşhisi bir kadının 12 ay boyunca adet görmemesi durumunda konulan bir tanıdır. Tabi bu adet görmeme durumuna neden olacak başka bir durum olmaması gerekir, emzirme vb. gibi..

Menopoz’un kelime anlamı:
Latince mens kelimesi ay anlamına gelir. Pause kelimesi durmak, ara vermek anlamına gelir. Menopoz kelimesi bu kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. mens-pause = menopause = menopoz (ingilizcede menopause olarak yazılır)

Menapozda belirtiler:
– Ateş basması
– Terleme
– Uyku problemleri
– Duygu durum bozuklukları
(Depresyon, sinirlilik, agresiflik, anksiyete…)
– Libidoda azalma
– Vajinal kuruluk, Disparoni (ağrılı ilişki)
– İdrar yapmada güçlük, poliüri
– Kemik erimesi (osteoporoz)

Menopoz belirtilerinin ne kadar süreceği, kişiden kişiye değişir. Bazı kişilerde kısa sürerken, bazı kişilerde de 10 yıl kadar sürebilmektedir. Ortalaması 1 – 5 yıl arasında sürer.

Sıcak basması vb. şikayetler için bazı hastalarda kullanılan hormon replasman tedavisi ve osteoporoz tedavisi en sık tedavi uygulamalarıdır.

Menopoza Girdim. Hormon Tedavisi Almalı Mıyım ?
Menopoza giren her kadına hormon replasman tedavisi verilmemelidir. Geçmiş yıllarda farklı uygulamalar olmakla beraber son çalışmalardan sonra bu konudaki öneri “sadece orta ve şideetli derecede ateş basmalarından şikayetci kadınlara hormon tedavisi verilmelidir” şeklindedir. Menopozla ilgili herhangi bir şikayeti olmayan kadınlara hormon tedavisi verilmemelidir.
Bu konuda daha detaylı bilgi için menopozda hormon tedavisi konusuna bakınız.

Doğal (kendiliğinden, spontan) menopoz: Hiçbir ilaç veya ameliyata bağlı olmadan kadının kendi kendine menopoza girmesidir.

Cerrahi menopoz:
Ameliyat ile yumurtalıkların alınması nedeniyle menopozun başlamasıdır. Yumurtalıklar rahim ile birlikte veya tek başına alınırsa ameliyat sonrasında eynı doğal menopozda olduğu gibi menopoz belirtileri başlar. Tedavisi ve takibi ve belirtileri doğal menopoza benzerdir.
Yumurtalıkları (overleri) alınmadan sadece rahmi alınan bir kadın menopoza girmez. Rahmi alındığı için artık hiç adet göremez ama yumurtalıkları hormon üretimine devam ettiği için menopoz belirtileri oluşmaz bu nedenle menopoza girdiği söylenemez.

İndüklenmiş (iatrojenik) menopoz:
Kemoterapi veya radyoterapi gibi tedaviler nedeniyle yumurtalıkların hasar görmesi neticesinde menopozun başlamasıdır. Cerrahi menopoz da bu gruba girer.

Erken menopoz:
40 yaşından önce adetlerin tamamen kesilmesidir. Prematür menopoz diye de adlandırılan bu durum hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Perimenopoz:
Menopoz ile ilgili belirtilerin başlamasından  son adet kanamasının 1 yıl sonrasına kadar geçen döneme perimanopoz denir. Menopoz ile ilgili ateş  basması, sıkıntı, adet düzensizlikleri, uykusuzluk gibi belirtiler sıklıkla adetler tamamen kesilmeden 3-5 yıl önce başlar.

ERKEN MENOPOZ (Premature Ovarian Failure) (POF)
Ortalama menopoza girme yaşı yaklaşık 51’dir. 40 yaşından önce menopoza girilmesine erken menopoz denir. Kadınların yüzde 1’i 40 yaşından önce, binde 1’i de 30 yaşından önce menopoza girerler. Adetler ve yumurtlama tamamen kesilir, nadiren düzensiz adetler olabilir.

Erken menopoz nedenleri:
– Ameliyatla bir veya her iki yumurtalığın  alınması
– Genetik – otoimmün nedenler
– Radyoterapi
– Kemaoterapi
– Turner sendromu
– Frajil-X sendromu
– 47, XXX
– Otoimmün ooforit

MENOPOZA ORTALAMA KAÇ YAŞINDA GİRİLİR?
MENOPOZ KAÇ YAŞINDA BAŞLAR?

Dünyada ortalama menopoz yaşı 51 olarak bildirilmekle beraber ülkemizde ortalama menopoza girme yaşı daha erken 46-48 yaş civarında bildirilmektedir. Ülkeler ve ırklar arasında genetik, çevresel, beslenme vb. faktörlere bağlı olarak menopozun başlama yaşı değişkenlik göstermektedir.

Menopoza girme yaşı genellikle 45-55 yaşlar arasında değişmektedir. Bundan yüz yıl önce şimdikine göre kadınlar ortalama 4-5 yaş daha erken menopoza girmekteydi. Ancak yüz yıl öncesine göre günümüzde genç kızlarda ilk adet görme yaşı (menarş) daha erken olmaya başlamıştır.

Menopozun başlama yaşını etkileyen faktörler:
– Gelişmiş ülkelerde kadınlar biraz daha ileri yaşlarda menopoza girmektedirler.
– Sosyoekonomik düzeyi düşük olan kadınların menopoza daha erken yaşlarda girdiklerini gösteren araştırmalar vardır.
– Eğitim düzeyi düşük ve çalışmayan kadınlarda menopozun daha erken başladığını gösteren araştırmalar vardır.
– Çocukluk döneminde ilk adetin başlama yaşı (menarş) ile menopozun başlama yaşı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar net sonuç verememiştir. Bazı araştırmalarda erken yaşta adet görenlerin menopoza erken girdiği görülürken diğer bazı araştırmalarda tersi sonuç görülmüştür.
– Araştırmaların çoğu hiç çocuk sahibi olmayan (doğum yapmayan) kadınların çocuk sahibi olan kadınlara göre daha erken menopoza girdiğini göstermiştir.
– Zayıf kadınların kilolulara göre daha erken menopoza girdiği gözlenmektedir araştırmaların çoğunda. Benzer şekilde bazı araştırmalar uzun ve kilolu kadınların daha ileri yaşlarda menopoza girdiğini göstermektedir.
– Sigara kullananlarda menopozun 1-2 yıl daha erken başladığı bilinmektedir. Az sayıda araştırma alkol kullananlarda tersine menopoza daha geç yaşlarda girildiğini göstermiştir.
– Sık adet olanlarda adetleri seyrek olanlara göre menopozun daha erken başladığını gösteren bazı araştırmalar vardır.
– Bazı araştırmalar yüksek yerlerde yaşayanların daha erken menopoza girdiğini göstermektedir.
– Bir kadının menopoza girme yaşı annesi, teyzesi ve kız kardeşleri ile benzerlik gösterir genellikle çünkü menopozun başlamasını belirleyen en önemli faktörlerden birisi genetik faktörlerdir.
– İyi beslenemeyen kadınlarda menopoz daha erken yaşlarda başlamaktadır.
– Siyah ırka mensup kadınlar beyaz ırktakilere göre ortalama 2 yıl daha erken menopoza girmektedirler.

Kayseri ilinde 2005 yılında yapılan bir araştırmada ortalama menopoz yaşı 46 bulunmuştur. (46.3 ± 5.1 yıl ) Bu çalışmada sigara içen, adetleri düzensiz olan veya ailesinde erken menopoza giren kişiler olan kadınların daha erken menopoza girdikleri saptanmıştır. (İ.İ. Müderris ve ark.)  (Türk Fertil. Der.2005; 13:158-164)

1900’lü ve 2000’li yıllara kadar insanların ortalama yaşam süresi şimdikine göre çok daha kısa olduğu için kadınlar menopoz döneminde çok az yaşamaktaydı, hatta bir çok kadın menopoza girmeden önce hayatını kaybettiği için toplumda menopozdaki insan oranı (postmenopozal dönemdeki kadınlar) çok azdı. Ancak günümüzde ortalama insan ömrünün yetmişli yaşları geçmesi nedeniyle menopoz sonrası uzun yıllar yaşayan kadınlar yüksek orandadır ve buna bağlı olarak menopozun vücutta oluşturduğu belirtiler, hastalıklar yaygın olarak izlenmektedir.

40 yaşından önce menopoza girme durumuna erken menopoz denir. Bu konuda ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

MENOPOZDA NELER YENMELİ? FAYDALI VE ZARARLI BESİNLER

Menopoz kadın hayatında fizyolojik ve hormonal olarak vücutta çok önemli değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Vücutta meydana gelen hormonal değişimler bir çok organ ve sistemi etkilediği gibi bazak metabolizma hızında yavaşlamaya da neden olur. Ayrıca yaşın ilerlemesi ve çalışan kadınların işten ayrılması, emekli olması gibi etkenlerle de genel olarak hareket etme oranı azalır. Bütün bu etkenler kilo almaya meyil yaratır, bu nedenle menopoz sonrası kadınların sağlıklı beslenme, hareketli yaşam tarzı (egzersiz) gibi konularda daha dikkatli olmaları gerekir.

Menopozda hangi yiyecekler tüketilmelidir?
Menopoz sonrası kadınlarda kemik yıkımında hızlanma arttığı için kemik erimesi (osteoporoz) riski artar. Bu riski azaltmak için süt, yoğurt, peynir gibi ürünler her gün tüketilmelidir. Ayrıca düzenli yürüyüş, spor kemik erimesi riskini azaltır. Haftada en az 3-4 gün yarım saat yürüyüş önerilmektedir.Süt, yoğurt, peynir gibi ürünler yağlı olanlardan değil, yağsız (diyet, light) olarak tercih edilmelidir.

Sebze yemekleri ve kuru baklagilleri (nohut, fasulye, bezelye, mercimek ) bol tüketmek, meyve tüketmek, kırmızı et yerine daha çok beyaz et (tavuk eti) tercih etmek, kırmızı et tüketilecekse yağsız daha eti tercih etmek, margarin ve ayçiçek yağları  yerine zeytin yağı ve tereyağı tercih etmek, beyaz ekmek yerine kepekli veya çavdar ekmeği tercih etmek dikkat edilmesi gereken diğer önemli noktalardır. Haftada 1-2 kez balık tüketilmesi önerilmektedir. Yağda kızartılan yiyecekler yerine ızgara, haşlamai fırında pişirme türleri tercih edilmelidir.

Bol su içmek hayatın her döneminde olduğu gibi menopoz döneminden sonra da önemlidir. Kahve, kola gibi kafein içeren içeceklerin aşırı tüketilmesi kemik erimesini arttırabilir ve sıcak basması gibi şikayetleri arttırabilir. Bu nedenle açık çay, ıhlamur, ada çayı tüketilmeli ve kafeinli içeceklerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

Menopozda hangi yiyeceklerden kaçınmak gerekir?
– Kızartma türü yağlı yiyecekler
– Sucuk, salam, sosis v.b yiyecekler
– Çikolata, tatlı, şekerli, kremalı yiyecekler, kola türü içecekler
– Hamur işi, fast food, pizza, hamburger, poğaça, kek, bisküvi, cips türü yiyecekler
– Tam yağlı peynir, yoğurt, süt
– Margarin yağlar, tere yağı, kuyruk yağı
– Aşırı tuz tüketiminden kaçınmak gerekir.

Yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi durumlar mevcutsa doktorunuzun beslenme konusunda ek önerileri ve uyarıları olabilir, bunları da ayrıca dikkate almalısınız.

Hayatın daha erken dönemlerinde olduğu gibi menopozda da doğru ve sağlıklı, dengeli beslenme kadının hipertansiyon, şeker, kanser, kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklardan korunmasını, normal kilosunu korumasını, kemik erimesinin önlenmesini sağlar.

MENOPOZ BELİRTİLERİ
MENOPOZDA GÖRÜLEN ŞİKAYETLER
Menopoz kadında yumurtalık fonksiyonlarının tamamen tükenmesi neticesinde adet görmenin kesilmesidir, bir kadının kesin olarak menopoza girdiğini belirtebilmek için 12 ay aralıksız adet görmemiş olması gerekir.

Menopoz belirtileri ne zaman, kaç yaşında başlar?
Genellikle 45 yaş civarında adetlerin tamamen kesilmesinden 1-2 yıl önce adet düzenindeki değişiklikler ile ilk belirtiler başlar.

Menopoz belirtileri ne kadar, kaç yıl sürer?
Ateş basması ve terleme gibi belirtiler ve psikolojik sıkıntılar sıklıkla 1-2 yıl sürer ve biter, nadiren daha uzun sürebilir. Daha uzun vadede ortaya çıkan kemik erimesi, vücut şeklindeki değişiklikler, meme ve genital organlardaki değişiklikler her hastada farklı şiddetle olmakla beraber yaşlanmayla birlikte devam eder.

Kanama değişiklikleri:
Menopoz ile ilgili belirtilerin bir kısmı adetlerin kesilmesi döneminden önce menopozun yaklaştığını haber veren belirtilerdir. Bu döneme premenopozal dönem denir. Bu dönemde adet sürelerinde ve sıklığında değişiklikler yaşanır. Genellikle bu tür belirtiler 45 yaş civarında başlar. Adetler genellikle daha seyrek aralıklarla (bir buçuk iki ay aralarla) görülmeye başlanır, bazen 15 gün gibi kısa aralıklarla görülen adetler de olabilir. Adet kanaması süresi ve kanama miktarında uzama veya kısalma olabilir. Bu dönemde ara sıra ateş basması, terleme gibi belirtiler de görülebilir.

Ateş (sıcak) basması, terleme vb. belirtiler:
Menopoza girilmesi ile beraber adetler tamamen kesilir ve çoğu kadında ateş basması, terleme, çarpıntı gibi belirtiler görülmeye veya şiddeti artmaya başlar. Bu tür belirtilere vazomotor belirtiler denir ve menopozdaki kadınların yaklaşık %60-70’inde bu belirtiler görülür. Bazı kadınlar bu tür belirtileri hiç yaşamadan menopoz dönemini atlatırlar. Sıcak basması veya ateş basması denilen durum yüzde, kollarda, ellerde, vücudun üst yarısında aniden kızarma, terleme, titreme, sıcaklık hissi şeklinde yaşanır. Gece uykudan uyandıracak şekilde görülebilir. Genellikle 3-5 dakika sürer ve geçer, bazılarında daha uzun da sürebilir. Günde bir kaç kere gibi sık olabileceği gibi haftada bir kaç kere de yaşanabilir.Bu tür belirtiler genellikle menopozdan yani adetlerin tamamen kesilmesinden 1-2 yıl önce başlar ve bu şikayetler kadınların yarısında 1-5 yıl arasında sürer. Menopozdaki kadınların %20 gibi az bir kısmında bu şikayetlerin 5-10 yıl arasında sürdüğü görülebilir.
Menopoz sıkıntıları, ateş, sıcak basması hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Menopozda görülen psikolojik belirtiler:
– Uykusuzluk
– Depresyon
– Sinirlilik
– Anksiyete
– Kolay ağlama
– Aşırı duygusallık
– Dikkat, konsantrasyon ve hafıza bozulması, unutkanlık

Menopozda görülen üreme organları ile ilgili belirtiler:
– Vajina kayganlığında azalma ve kuruluk hissi, buna bağlı cinsel ilişkide ağrı, zevk alamama, libidoda azalma.
– İdrar kaçırma, gece idrara sık çıkma (mesane dokusundaki elastikeyetin azalmasına bağlı)

Diğer değişiklikler:
Aşağıdaki değişikliklerin çoğu daha geç dönemde uzun yıllar sonra meydana gelen değişikliklerdir.
– Memelerde küçülme yani atrofi, yağ dokusu kaybı, sarkma. Meme uçlarında küçülme meydana gelir.
– Vajina dudaklarında ve klitoriste küçülme ve atrofi
– Ciltte kuruluk ve kırışıklıklarda artma
– Saç, koltuk altı ve pubik bölgedeki kıllarda azalma görülürken tersine kol ve bacak tüylerinde artma görülebilir.
– Ses kalınlaşması
– Kemik erimesi. İleri düzeyde olursa kemik erimesine bağlı kamburlaşma, boy kısalması, eklem ağrıları.
– Kalp hastalıkları ve kolesterol yükselmesi menopozdaki hormonal değişikliklere bağlı olarak artar. Menopozda kolesterol, trigliserid ve LDL kolesterol artar, HDL kolesterol azalır.
–  Kilo alımı sıklıkla gerçekleşir. Vücuttaki yağ dağılımı değişir. Menopoz öncesi dönemde kadınlarda jinekoid tipte yani kalça etrafında yağlanma fazla iken menopoz sonrası santral tip yağlanma başlar vücutta yani göbek etrafında yağlanma başlar.
– Menopoz sonrasında karbonhidrat (şeker) metabolizmasında bozulma başlar. İnsülin rezistansı artar.

MENOPOZDA GÖRÜLEN PSİKOLOJİK SORUNLAR
MENOPOZ DÖNEMİNDE PSİKOLOJİK PROBLEMLER VE PSİKİYATRİK HASTALIKLAR

Menopoz kadın hayatın çok önemli değişikliklerin olduğu doğal bir süreçtir. Yıllardır her ay adet kanaması geçirmeye alışmış olan kadın artık hiç adet görmez halle gelir veya kadın artık yumurtlama gerçekleştirmediğini ve doğurganlık yeteneğini kaybettiğini bilir. Bu çok önemli değişiklikler bazı kadınları psikolojik çok etkilerken bazılarını çok az etkiler, bu kadının sosyo kültürel durumu ve yaşadığı çevre vb. özelliklerle yakından ilgilidir. Örneğin bazı toplumlarda kadının genç ve güzel olması çok önemli bir faktördür ve kadın menopozla beraber yaşlanacağını, esksi kadar güzel olamayacağını düşünür, bu durumdan kötü anlamda etkilenir. Ancak bazı toplumlarda kadınlar menopozla birlikte ileri yaş grubuna geçerek sözü dinlenen daha saygın bir kimliğe kavuşurlar, bu toplumlarda menopoza girmek kadınları olumlu yönde etkiler genellikle. Yine bazı kadınlar menopoza girdikleri yıllarda çocukları büyüyüp iş sahibi olduğu için sorumluluklarının azaldığını artık hayatta bir dinlenme dönemine girdiklerini düşünerek olumlu etkilenirler. Sonuç olarak menopozun kadın psikoloji üzerindeki etkisi hem toplumlar ve kültürler arasında farklılık gösterir hem de kadının diğer ailevi ve çevresel özelliklerine göre de değişiklik gösterir.

Sadece menopoz döneminde menopozun etkisi ile görülen özel bir psikolojik bozukluk, psikiyatrik hastalık yoktur. Ancak özellikle daha eski yıllarda psikolojik problemlere yatkınlığı bilinen kadınlarda menopozun da etkisi ile bazı sorunlar meydana gelebilir. Bu problemler hem yukarıda örneklendiği gibi menopozun kadın hayatında ve vücudunda yarattığı önemli değişikliklerden kaynaklanıyor olabilir, hem de menopozda vücutta değişen hormonların (östrojen azalması) beyinde bazı bölgeleri etkilemesi nedeniyle olabilir.

Menopozda görülebilen psikolojik problemler:
– Uykusuzluk
– Depresyon
– Sürekli halsiz ve yorgun hissetme
– Anksiyete, endişe, panik
– Sinirlilik
– Hafıza problemleri
– Konsantrasyon bozukluğu
– Motivasyon eksikliği
– Dikkatsizlik
– Ağlama atakları

Östrojen hormonu menopozdan sonra çok azalır. Östrojen hormonunun beyinde glia hücrelerini, immün beyin bariyer sistemini, endorfin benzeri bazı maddelerin salınımını, beyne olan kan akımını etkilediği üzerine araştırmalar vardır. Östrojen hormonundaki azalmaın beyin fonksiyonlarını etkileyerek bazı psikolojik problemlerin oluşmasını kolaylaştırdığı konusunda şüpheler vardır.

Menopozda psikolojik sorunları önlemek ve azaltmak için öneriler:
– Egzersiz, spor
– Yoga, meditasyon gibi aktivitelerle ilgilenmek
– Sağlıklı beslenmeye dikkat etmek
– Alkolden uzak durmak
– El işleri, resim gibi çeşitli aktivitelerle ilgilenmek
– Aile ve çevredeki tanıdıklarla, arkadaşlarla ilişkileri iyi tutmak, yalnızlıktan kaçınmak.

Gerekirse psikiyatri uzmanlarından psikolojik destek alınmalıdır.

MENOPOZDA HORMON TEDAVİSİ
MENOPOZDA HORMON REPLASMAN TEDAVİSİ (HRT)

Hormon replaman tedavisi siklik ya da devamlı, ağızdan ya da transdemal (cilt yoluyla) ya da transvajinal yollarla uygulanabilen östrojen ve progesteron ya da sadece östrojen şeklinde uygulanabilen bir tedavidir. Bütün bu uygulanış şekillerinden hangisinin seçileceği hastaya göre planlanır.

Hormon tedavisi planlandığında tam bir jinekolojik muayene ve papsmear testi, çeşitli kan ve idrar testleri, karaciğer böbrek ve kolesterol ile ilgili kan testleri, mamografi ve meme ultrasonografisi mutlaka yapılmalıdır.

Günümüzde hormon replasman tedavisi (HRT) önerilen durumlar:
Menopoz yıllarına yaklaşmış ve seyrek adet gören hastalara eğer düzenli adet görmek istiyorlarsa hormon replasman tedavisi başlanabilir.
Ameliyatla genç yaşlarda yumurtalıkları alındığı için menopoza giren hastalarda da hormon tedavisi önerilir. (Rahim de alınmışsa sadece östrojen içeren tedavi önerilir.)
Menopoza tam olarak girmiş ve artık adet görmeyen hastalarda ise ancak orta ya da şiddetli derecede sıcak basması (vazomotor semptomlar) varsa HRT önerilmektedir. Vajinal kuruluk ve atrofi gibi semptomlar varsa vajinal krem ya da tablet şeklinde lokal hormon tedavisi önerilir. Bunun dışında kalp hastalıklarından korumak, osteoporozdan (kemik erimesi) korumak vb. hastalıklardan korumak amacıyla hormon tedavisi artık günümüzde önerilmemektedir.

Hormon tedavisinin faydaları:
Estrojen tedavisi etkisini en hızlı şekilde sıcak basmalarında gösterir. Menopoz sıcak basma şikayeti olan hastaların %75inde düzelme sağlar. HRT uyku bozukluklarını düzeltir. Menopoz döneminde ortaya çıkan anksiyete (sıkıntı), depresyon (içe dönüklük) ve hafıza bozuklukları gibi sorunlarda da etkilidir.Alt ürogenital sistemdeki olumsuz değişiklikleri önlemek amacıyla bu dönemde kullanılan lokal veya sistemik estrojen; vaginal kuruluk, ilişkide ağrı hissi gibi atrofik vaginadan kaynaklanan problemleri ortadan kaldırır. Alt idrar yollarında menopoz sonucu gelişen sık idrara çıkma (pollaküri), zor idrara çıkma (disüri) ve idrar kaçırma gibi şikayetlerde düzelme sağlar

Hormon kullanımına engel oluşturan durumlar:
– Yeni geçirilmiş kalp krizi
– Geçici iskemik atak
– Geçirilmiş inme (serebrovasküler olay)
– Beyin damar tıkanıklıkları
– Karaciğer fonksiyonlarının bozuk olması
– Östrojen ile ilerleyen tümör varlığı (Meme veya endometrium kanseri)
– Tromboemboli (damar tıkanıklığı) geçirmiş olmak
– Nedeni henüz bulunamamış vajinal kanama olması

Hormon tedavisinin dikkatli verilmesi gereken durumlar:
– Yüksek tansiyon
– Safra kesesi hastalıkları ve safra taşı
– Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)
– Trigiliserid yüksekliği
– Migren
– Epilepsi
– Miyom
– Endometriozis

Menopozda hormon replasman tedavisi alanlarda özellikle de ilk 3 ayda düzensiz vajinal kanamalar olabilir ve bu tamamı ile normaldir. Fakat daha sonraki dönemde olan vajinal kanamalar çok önemlidir ve kesinlikle doktora başvurmayı gerektirir. Hormon tedavisi dışında başka sebepleri olabillir bu kanamaların. (Menopoz sonrası dönemde kanama konusuna bakınız.)

HRT ile oluşabilecek yan etkileri içeriğindeki östrojenin ve progesteronun oluşturduğu yan etkiler şekilde iki grupta anlatılabilir:

Östrojene bağlı yan etkiler:
– Bulantı
– Kusma
– Şişkinlik
– Kilo alma
– Su tutulumu
– Tansiyon yükselmesi
– Kramplar
– Meme uçlarında hassasiyet
– Safra taşı oluşumu

Progesterona bağlı yan etkiler:
– Yorgunluk
– Depresyon
– Akne
– Yağlı cilt
– İştah artması
– Kilo alma
– Libido (cinsel istek) azalması
– Memelerde hassasiyet

Hormon tedavisi kaç yıl sürdürülmeli?
Menopozla ilgili şikayetler yani sıcak basmaları geçtikten sonra hormon replasman tedavisi kesilmelidir. Genellikle bu şikayetler en fazla 2-3 yıl sürer. Bu tür şikayetler kesildikten sonra başka amaçla hormon tedavisi kullanılması günümüzde önerilmemektedir. 5 yıldan fazla HRT kullanılması çok zorunlu olmadıkça tercih edilmemelidir.

HRT ve meme kanseri ilişkisi
Günümüze kadar yapılan çalışmalar ile aydınlatılabildiği kadar bu konudaki bilim adamlarının son görüşleri şu şekildedir:
– Meme kanseri riski muhtemelen 5 yıldan uzun süreli HRT kullanımı ile artar.
– HRT ile izlenen risk artışı tedaviye 5 yıl ara verdikten sonra ortadan kalkar.
– Meme kanseri öyküsü olan hastalarda HRT verilmemelidir.
– WHI çalışmasında östrojen + progesteron kombine alan grupta meme kanseri riski artmıştır, sadece östrojen alan grupta artmamıştır.

HRT ve kalp hastalığı ilişkisi
– Koroner kalp hastalığından koruma amacıyla günümüzde HRT kullanılması kesinlikle önerilmemektedir. Koruma sağlamadığı gösterilmiştir.
– WHI çalışmasında östrojen + progesteron kombine alan grupta koroner kalp hastalığı (MI) riski artmıştır, sadece östrojen alan grupta değişmemiştir.
– HERS çalışmasında  hormon replasman tedavisinin kardiyovasküler hastalıkları önlediği gösterilememiştir.

Myomu olanlarda HRT kullanılabilir mi?
Kullanılabilir, bir engel yoktur. Ancak myom moyutlarında zamanla az da olsa artma olabilir bu açıdan takip edilmelir.

Kolorektal kanser
WHI çalışmasında östrojen + progesteron kombine alan grupta kolon kanseri (kalın barsak kanseri) riski azalmıştır, sadece östrojen alan grupta risk değişmemiştir. (Kombine oral kontraseptifler de kolon kanseri riskini azaltır.)

Serebrovasküler olay ve tromboemboli
WHI çalışmasında kombine östrojen + progesteron hormon replasman tedavisi alan ve sadece östrojen alan her iki grupta da CVO ve tromboembolik olay artışı görülmüştür.

Demans
WHI çalışmasında östrojen + progesteron kombine tedavi alan grupta demans riskinin arttığı izlenmiştir.